SİVRİSİNEKLER;
Kirli veya temiz, durgun ya da yavaş akan tüm sularda ürerler.
Sadece dişi sivrisinekler yumurta üretebilmek için kan emerler, erkek sivrisinekler bitki özsuları ile beslenirler.
Sivrisinek gelişiminde yumurta, larva, pupa ve ergin olmak üzere dört evre vardır.
Dişi sivrisinekler yumurtalarını su yüzeyine ya da su basması muhtemel nemli alanlara bırakırlar.
Larvalar su içerisinde beslenerek büyürler ve gelişirler.
Larva evresinin ardından kısa bir pupa evresi sonunda ergin sivrisinekler meydana gelirler.
10° ve üzeri hava sıcaklıklarında etkin olarak ürerler; 30° ve üzeri hava sıcaklığında yumurtadan ergin birey oluşma süresi ortalama 10 gündür.
Sivrisinekler iyi uçuculardır fakat besin ve su bulunan ortamları terk etmezler.
Üreme Alanları
Her çeşit su birikintisi, göl, gölet, bataklık vs.,
Kullanılmayan havuzlar,
Doğal çukurlar,
Taş oyukları, ağaç kovukları,
Drenaj ve Sulama kanalları,
Akarsuların akıntısının yavaşladığı yerler,
Atık araç lastikleri,
Çeşme yalakları,
Fosseptikler,
Fabrika atık suları,
Evlerin çevresinde her türlü su biriktirilen kap, kova ve bidonlar
Altında su bulunan çiçek saksıları
Bunları Biliyor Musunuz?
1. Sivrisinekler avlarını görme yolu ile bulurlar (hareketi gözlemlerler); ısı yayan bedenlerden yayılan kızılötesi radyasyonu tespit ederler ve kimyasal sinyalleri 25 – 30 metreye kadar algılarlar (sivrisinekler karbondioksit ve laktik aside yönelirler)
2. Bir sivrisinek saniyede 50 cm uçar.
3. İri yapılı insanlar, sivrisinekler için daha çekicidir, çünkü daha büyük hedeftirler ve daha fazla karbondioksit ve laktik asit üretirler (Karbondioksit ve laktik asit sivrisinekler için çekicidir)
4. Erkek sivrisinekler, enerji sağlamak için, aynı bal arıları gibi bitki nektarları ile beslenirler.
5. Sadece dişi sivrisinekler kan emerler.
6. Sivrisineklerin, Himalayalar’da 4267,2 m yükseklikte ve Hindistan’da 609,6 m derindeki madenlerde bile üredikleri gözlenmiştir.
7. Dişi sivrisinekler yumurtalarının gelişimini sağlamak amacı ile kan emerler.
8. Bir dişi sivrisinek, hayatı boyunca ortalama 3 defa yumurtlama dönemi geçirir ve her seferinde ortalama 450 adet yumurta bırakırsa, yavruların yaşama yüzdesi %70 olarak hesaplandığında 4. jenerasyonda (8-16 hafta) 49.843.353.164 adet sivrisinek oluşur.
9. Toplamda yaklaşık olarak 2 bin 700 sivrisinek türü mevcuttur.
10. Bazı bilim adamlarına göre, sivrisinekler 400 milyon yıl öncesinden beri yaşamaktadır.
11. Yapılan araştırmalara göre, hareket etmek, sivrisineğin ısırmasını %50 oranında arttırmaktadır.
12. Çoğu dişi ergin sivrisinek türü, 4 veya 5 defa kan emebildiği ve yumurta bırakabildiği durumlarda 2-3 hafta yaşayabiliyorken, kış mevsimini geçirebilen bazı sivrisinek türleri garaj, bodrum veya tavan aralarında 6 ay boyunca yaşayabilirler.
13. Siyah, sivrisinekler için en çekici renktir. Bunu kırmızı takip eder. Gri ve mavi tonların çekiciliği nötrdür. Haki, yeşil, açık haki ve sarı çekici değildir. Beyaz ise en az çekiciliği olan renktir.
14. Dişi sivrisinekler yumurtlarını durgun su yüzeylerine bırakırlar. Ergin hale geçip uçmaya başlamadan önce suda gelişirler.
15. Sivrisinekler, saksı altlarında biriken sularda bile üreyebilirler.
16. Afrika’da her yıl yalnızca sıtmaya bağlı olarak 1 milyon kişi yaşamını yitiriyor. En çok ölümlere yol açan diğer hastalıklar arasında Dengue Hastalığı, Sarı Humma ve Batı Nil Virüsü yer alıyor.
17. Sıtma mikrobunu taşıyan sivrisinek cinsi Anopheles’tir.
KARASİNEKLER;
Dışkılar, gübreler, yemek artıkları, hayvan leşleri veya çürümekte olan bitkiler gibi tüm organik atıklar ile beslenirler ve bu atıklar içerisinde ürerler.
Karasinek gelişiminde yumurta, larva, pupa ve ergin olmak üzere dört evre vardır.
Dişi karasinekler yumurtalarını organik atık üzerine bırakırlar.
Larvalar organik atık içerisinde beslenerek büyürler ve gelişirler.
Larva evresinin ardından kısa bir pupa evresi sonunda ergin karasinekler meydana gelirler.
Hava sıcaklığına bağlı olarak yumurtadan ergin birey oluşma süresi 7-15 gündür
Üreme Alanları
Her türlü besin artıkları ve bunlardan oluşan çöplükler,
Hayvan bakım yerleri ve hayvan dışkılarından oluşan gübrelikler,
Açık lağım, kanalizasyon bağlantısı olmayan tuvaletler,
Açıkta rastlanan hayvan ve insan dışkıları,
Hayvan leşleri,
Gıda ve deri ile ilgili sanayiden dökülen artıklar,
Mezbaha ve hayvan kesim yerleri
Balık pazarları, semt pazarları, piknik yerleri.
YAKARCALAR;
Yakarca gelişiminde yumurta, larva, pupa ve ergin olmak üzere dört evre vardır.
Sadece dişi yakarcalar yumurta üretebilmek için gece kan emerler.
Larvalar bitki artıklarınca zengin organik madde altında beslenirler ve gelişirler.
Hava sıcaklığına bağlı olarak yumurtadan ergin birey oluşma süresi 30-60 gündür.
Yakarcalar, sivrisineklerin yaklaşık 1/3 büyüklüğündedir.
Üreme Alanları
Organik maddece zengin, nemli birçok alana yumurta bırakabilmektedirler bunlardan bazıları;
Organik atıklar,
Çöpler,
Çürümüş bitki birikintileri,
Gübrelikler,
Kemirgen yuvaları,
Duvar ve topraktaki çatlak ve yarıklar,
HAMAM BÖCEĞİ;
Yurdumuzda beş çeşit hamamböceği bulunmaktadır. Bunlar:
Doğu hamamböceği (Blatta orientalis): Boy 13-30 mm, koyu kahverengi, siyah renkte.
Amerikan hamamböceği (Periplanata americana): Boy 35-50 mm, kırmızımsı kahverengi renkte.
Asya hamamböceği (Periplanata ustralasia): Boy 21-34 mm, kırmızımsı kahverengi, koyu kahverengi renkte.
Alman hamamböceği (Blatta germanica): Boy 10-15 mm, açık sarı – kahverengi renkte.
Afrika hamamböceği (Supella longipalpa): Boy 10-14 mm, açık sarı – kahverengi – koyu kahverengi renkte.
Gelişimlerinde yumurta, nimf (yavru) ve ergin olmak üzere üç evre vardır.
Çiğneyici ağız yapıları ile çok çeşitli bitki ve hayvan kökenli materyal ile beslenirler.
Genel olarak hamamböceklerinin ergin ve nimfleri, duvarlardaki çatlak ve yarıklar, mutfaktaki çekmeceler ve dolapların içleri, soba ve fırınların altları, buzdolapların motor bölümlerinin iç kısmı veya altları, mutfakta bulunan sandalye, masa ve bulaşık makinelerinin alt kısımları gibi karanlık, sıcak ve nemli bölgelerde saklanırlar.
Hamamböcekleri paket halinde yumurta bırakırlar, bu nedenle tek seferde çok sayıda ürerler.
İnsanların kanını emerek beslenmediği için insanı sokarak veya ısırarak hastalık bulaştırmazlar
Bu böcekler insanlarda hastalık yapan bazı etmenleri gıda maddeleri yolu ile bulaştırmaktadırlar.
Üreme Alanları
En hızlı çoğalan böcekler arasında yer alan bu haşereler, nemli ve sıcak alanlarda daha hızlı bir şekilde çoğalırken, kısa zamanda kapalı alanları istila edebilmektedir. Kapalı alanlarda, sıcak ve kuytu alanlarda yuva yapan ve üremeye başlayan hamam böcekleri yiyecek bulabildiği sürece bulunduğu alanı terk etmez. Sıcak havalarda daha hızlı çoğaldığı gibi soğuk havalarda da yaşayabilir ve çoğalabilirler.
FARELER;
Yediği besinlerin yanında en az on katı kadarını kirleterek zarar verirler.
Kemiriciler gıda maddelerini kıl, dışkı ve idrarları ile kirleterek kullanılamaz hale getirirler.
Kemiriciler ekili ve depolanmış ürünleri, kumaş ve inşaat malzemelerini tahrip ederler.
Çevre şartlarına üstün bir uyum yeteneği gösterir şüpheli herhangi bir yiyeceği tüketmeme eğilimindedir, bilmedikleri, yabancı barınaklara girmede ve yerleşmede tereddüt ederler.
Fare ve sıçanların görme yeteneği azdır; buna karşılık koku alma tat ve denge duyuları gelişmiştir
Yurdumuzda insanlarla temas halinde üç çeşit fare bulunmaktadır. Bunlar:
Ev faresi (Mus musculus): Boy 70-85 mm. Küçük yapılı, kulakları bariz sivri uçludur. Sırt kısmı açık veya koyu gri renktedir. Yuvalarını yumuşak maddelerle evlerin bodrum katları veya diğer gizlenebilecekleri yerlere hazırlarlar.
Ev sıçanı (Rattus rattus): Boy 170-230 mm. Vücut ince yapılı, burnu sivri, gözleri iri yapılıdır. Sırt kısmı grimsi kahverengi veya siyah renktedir. Her türlü çevre şartlarına adapte olabilmektedirler. Kent, köy, ev, kanalizasyon ve depolarda bulunurlar. Koklama ve işitme duyuları oldukça iyi gelişmiş olup hızlı kaçar, iyi tırmanır ve aktif yüzerler.
Göçmen sıçan (Rattus norvegicus): Boy 175-210 mm. Vücut kalın yapılı, gözler ve kulaklar daha küçük, burnu küt yapılıdır. Sırt açıktan koyuya kahverengiye kadar değişen renktedir. Evlerden ziyade dışarıda yuvalanmayı tercih ederler, rutubetli toprakta 6-7 cm çapında iki veya daha fazla deliği bulunan yuvalar kazarlar. İnsanların barındığı, gıda üretilen, tüketilen ve depolanan yerlerde, özellikle kanal ve lağım çevrelerinde yaşarlar.
Üreme Alanları
Evlerde görülen fareler yuva yaparak ürer. Farelerin en fazla görüldüğü alanlar tavan araları ve çeşitli taşınmaz eşyaların ve dolapların altları iyi birer fare saklanma alanları olduğu düşünüldüğünde bu alanlarda fareler, kısa sürede üreyerek çoğalır ve hızla ev içinde sayılarını artırırlar. Apartman ve binalarda ise fareler, binaların bodrum ve çatı araları fare yaşam alanları içinde en ideal yerler olup buralarda fare üreme alanları daha sık görülüp fare yavruları buralarda erginleşerek daire içlerine ve binaya yayılıp insanlar için sıkıntı sebebi olurlar.
KENE;
Keneler, yaprak üzerinde durup kurbanlarının yanlarından geçmesini beklerler. Temas ettiği anda yapışırlar.
Kenenin ısırması acıtmaz, genelde kurban ısırıldığını bile fark etmez.
Sindirimi esnasında gereksiz sıvıları cilde atar. Bu emme sürecinde sürekli tekrarlanır. Böylelikle sindirim esnasında kenenin bağırsağında bulunan tüm virüs ve bakteriler kurbana geçer. Virüs ve bakterilerin aktarılmasıyla hastalık bulaştırılmış olur.
Keneler fark edilmedikleri takdirde 9 – 12 gün kurbanlarında yapışık kalarak kan emerler ve kendiliğinden düşerler.
Üreme Alanları
Keneler genellikle, uzun çalılıklarda, ormanlarda, dere kenarlarındaki otlarda, ormandaki odun kalıntıları arasında yaşarlar.
Ayrıca hayvanların barındığı yerlerde bulunurlar.
Yağmurlardan sonra daha çok ortaya çıkarlar.
Yaprak üzerinde durup kurbanlarının yanlarından geçmesini beklerler. Temas ettiği anda yapışırlar.
Türlere göre değişmekle beraber kenelerin, küçük kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara (özellikle devekuşları) kadar geniş bir konakçı spektrumları mevcuttur.
PİRE;
Sıcak kanlı canlılardan kan emerek beslenirler
Boylarının 100 katına kadar sıçrayabilirler
Belli bir konak seçimi yoktur sık sık konak değiştirebilirler
Bazı insanlarda aşırı kaşıntıya, alerjik reaksiyonlara, deri döküntülerine sebep olabilir
Kan emdikleri için, kan yoluyla bazı önemli hastalıkları insanlara taşırlar
Üreme Alanları
Genellikle hayvanların üzerlerin de ve yuvalarında bulunurlar,
Etrafta bulunan çöp ve odun yığınlarında bulunurlar,
Evlerde en çok duvar ve zeminde bulunan yarık ve çatlaklarda, halı ve kilim altları ile her türlü tozlu ortamlarda bulunurlar,
Hayvan gübreliklerinde özellikle küçükbaş hayvan gübreliklerinde bulunurlar.